İçinde bulunduğumuz hafta, Dünya Üroloji Haftası. Bu vesileyle ülkemizde sık görülen prostat hastalıkları, prostat kanseri, böbrek ve mesane kanseri gibi konularda merak edilenleri ve belirtilerini uzmanımıza soracağız. Değerli bir konuğumuz var: Üroonkoloji Derneği Başkanı Profesör Doktor Sümer Baltacı stüdyomuzda. Hocam, yayınımıza hoş geldiniz.
“Hoş bulduk, teşekkür ederim.”
İlk olarak prostat kanserinden başlamak istiyorum. Çünkü son yıllarda sanki Türkiye’de bu hastalıkta bir artış var gibi görünüyor. Bu doğru mu, yoksa bize mi öyle geliyor?
Profesör Baltacı:
“Bunu tıbbi verilerle ‘artış gösterdi’ diye söylemek çok doğru değil. Ancak yapılan çalışmalar ve yeni veriler, prostat kanserinin ülkemizde de sık görülen bir kanser olduğunu gösteriyor. Dünyada erkeklerde en sık görülen kanser prostat kanseridir. Ülkemizde ise akciğer kanserinden sonra erkeklerde en sık görülen kanser prostat kanseridir. Bu nedenle oldukça önemlidir.”
Peki belirtileri nelerdir? Öncesinde nedenlerini konuşalım. Prostat kanserinin sık görülmesinin sebepleri nelerdir?
Profesör Baltacı:
“Aslında kesin, tek bir neden yok. En önemli risk faktörü ailesel yatkınlıktır. Yani baba, amca, abi gibi birinci derece akrabalarda prostat kanseri varsa, o kişide görülme ihtimali normal bireylere göre çok daha yüksek olur. Bir diğer neden de yaşlanmadır. Prostat kanseri daha çok altmışlı ve yetmişli yaşlardan sonra görülen bir hastalıktır.
Son yıllarda halkın bilinçlenmesi ve PSA adlı kan testinin daha yaygın kullanılmaya başlanmasıyla da hastalık daha sık teşhis edilmeye başladı. PSA testi, prostat kanserinin tanısı ve takibinde önemli bir parametredir.”
Peki erken tanı gerçekten hayat kurtarır mı?
“Kesinlikle. Erken tanı, prostat kanserinde çok önemlidir. Erken tanı konduğunda hastalığı tedavi etme ihtimali yüzde doksanların üzerindedir. Hatta bazı hastaları uzun yıllar tedavi etmeden sadece kontrol altında tutabiliyoruz. Buna aktif izlem diyoruz. Yani her prostat kanseri öldürücü değildir. Özellikle ileri yaşlarda görülen birçok prostat kanseri, kişinin yaşamını tehdit etmeyen türdendir. Erken tanı sayesinde hastayı gereksiz tedavi yan etkilerinden koruyabiliyor, gerekli durumlarda ise yüksek başarıyla tedavi edebiliyoruz.”
Ailesinde prostat kanseri olanlar için durum nedir?
“Eğer ailede yatkınlık varsa, kontroller daha erken yaşlarda başlamalıdır. Genel olarak elli yaşından sonra tüm erkeklerin prostat muayenesi ve PSA testini yaptırmasını öneriyoruz. Ailesinde prostat kanseri olanlarda ise kırklı yaşlardan itibaren bu kontroller başlamalıdır.”
Bu tetkikler nerelerde yapılabilir?
“Herhangi bir devlet hastanesinde, eğitim ve araştırma hastanesinde veya üniversite hastanesinde PSA testi kolaylıkla yapılabilir. Bu, özel bir cihaz gerektirmeyen basit bir kan testidir. Muayeneyi ise zaten ürologlarımız her zaman yapabiliyor.”
Peki böbrek kanseri? Türkiye’de bu konuda durum nedir?
“Böbrek kanseri prostat kadar sık değildir ama hem dünyada hem de ülkemizde görülme oranı giderek artmaktadır. Bunun en önemli nedeni, başka şikâyetlerle yapılan tetkiklerde böbrek tümörlerinin tesadüfen saptanmasıdır. Örneğin, karın ağrısı için yapılan ultrason sırasında böbrekte bir kitle fark edilebiliyor. Bu sayede daha küçük tümörler yakalanıyor. Küçük boyutlu tümörlerin tedavi edilme ihtimali çok yüksektir. Günümüzde böbrek tümörlerinin yaklaşık yüzde altmış ila yetmişi bu şekilde tesadüfen tespit edilmektedir ve bu hastalarda oldukça yüz güldürücü sonuçlar elde ediyoruz.”
Böbrek kanserinin risk faktörleri nelerdir?
“En önemli risk faktörü sigaradır. İkinci sırada obezite, üçüncü sırada ise hipertansiyon gelir. Bu üç faktör önlenebilir risklerdir, dolayısıyla halk sağlığı açısından çok önemlidir. Ayrıca uzun süreli ve yüksek dozda ağrı kesici kullanımının bazı böbrek kanserleriyle ilişkili olabileceğini gösteren çalışmalar vardır. Bunun dışında kesinleşmiş başka bir sebep yoktur.”
Böbrek kanseri nasıl anlaşılır?
“Toplumsal tarama önerilmiyor çünkü çok sık görülen bir hastalık değil. Ama belirtiler arasında idrarda kanama, yan ağrısı ve ileri evrelerde karında şişlik sayılabilir. Ne yazık ki bu belirtiler genellikle hastalığın ilerlemiş döneminde ortaya çıkar. Bu yüzden küçük tümörlerin tesadüfen yakalanması hasta için çok daha avantajlıdır.”
Son olarak mesane kanserine de değinelim.
“Mesane kanseri, idrar kesesinin kanseridir. Burada da en önemli risk faktörü sigaradır. Mesane kanserlerinin yarısında sigara tek başına etkendir. Sigaradaki kanserojen maddeler idrara geçer ve mesane iç yüzeyindeki hücrelerle temas ederek kansere yol açabilir. En önemli belirtisi idrarda kanamadır. Bu bazen mikroskobik düzeyde olur, bazen de hasta idrarında kanı kendisi görebilir. Genellikle ağrı eşlik etmez. Bu nedenle ağrısız kanama mesane kanserinde çok önemli bir uyarıcı bulgudur.”
Hocam çok teşekkür ediyoruz. Prostat, böbrek ve mesane kanserleriyle ilgili risk faktörlerini, belirtilerini ve korunma yollarını bizlerle paylaştınız. Çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.
“Ben teşekkür ederim.”